Bir kadının düşmanı yine bir kadın mıdır sahiden? Bir kadının eşi, kadını kadınla aldatır sonuçta. Bu yüzden mi bitmek bilmez bu kadın düşmanlığı? Yoksa kadın, kadının en başından beri düşmanıdır da o da bir sebep midir acaba? Aralarında kıyasıya bir mücadele var kadınların. Ne giymiş, ne içmiş, ne düşünmüş? Kiminle berabermiş, kiminle ilgileniyormuş, kiminle ilgilenmişmiş… Gerçekten neden merak eder ki biri bunları? Şaşıyor kalıyorum; çünkü kendi hayatlarından çok, başkalarının hayatlarıyla ilgilenen o kadar kadın var ki…
Halbuki en büyük desteği kadın verebilir başka bir kadına. En çok o anlar onu. En çok o yardım edebilir ona. Bu rekabet tabii ki kadın arasında değil sadece ama en çok onlar yapıyor bunu! Neden destek olmak varken köstekliği seçer ki bir insan? Bakıyorum şöyle bi; yolda yürürken süzmeler, arkasından ağız oynatmalarıyla dalga geçmeler, giyindiğini eleştirmeler. Yahu o senin hemcinsin! Sen yaparsan bunu başkasına izin vermiş olmaz mısın? İster misin aynını sana yapsınlar.
Elbette istemezsin. Ee o zaman? Sen neden yol açıyorsun birilerine? Sana ne ne giymiş, nasıl konuşmuş. Herkes kendi yoluna baksın demezler mi insana? Desinler zaten. Kimsenin yolu kendi yolundan geçmiyor arada başkalarına da sapıyor. Kendinle ilgilen sen. Düşman olmayı bırakırsan emin ol daha özgür olursun. Daha ileriye gidersin. İnsanları yargılamayı değil anlamayı seçersen eğer; başarır ve kazanırsın. Bugün bu yazıyı okuyorsan şunu bil ki: Sen en çok iyi bir insanken sensin. Kötü düşünmek, kötü konuşmak sana sadece zarar vermez ki etrafında seni öyle biri sanır. Öyle konuşulmak ve öyle düşünülmek seni sonunda yalnız yapar.
Bence sen kadına gülümsemeli ve onun yanında durabilmelisin. Seni bu güçlü yapar. Diğer türlü başkalarıyla ilgilenmekten kendinle ilgilenemezsin. Başkalarıyla ilgilenmekte senin hayatı kaçırmana ve hep bir adım geride kalmana yarar sadece. Başka bir şey katmaz sana bence.