Bazıları var. Gerçekten bazıları sıfatını öyle çok hak ediyorlar ki çünkü onlar hep haklılar. Hep doğrular. Başkalarının düşündükleri, söyledikleri, hissettiklerine kulakları hep kapalı. Nasıl duyabilirler ki onları? Onlar zaten doğru konuşur, onlar doğru yoldadır hep. Kimseyi beğenmezler. Ne konuştukları anlamlıdır ne de hissettikleri. Bunu birkaç yolla yaparlar hep haklılar.
- Bağırarak
Bağırdıklarında hep haklı olanlara ya da zannedenlere şunu söylemek istiyorum: Haksızsınız. Siz haksızsınız. Kendinizi bağırarak üste çıkarmaya çalışmaktan ileri gidemeyeceksiniz. Üste çıkma olayı, insanların tepesine çıkma yönünden de düşünülebilir. Bağırınca haklı olduğu için susturmadın karşındakini. O, sen haklısın diye değil anlamazsın diye sustu. Kendini senin gibi biri için yormadı. Haklı olan o. Niye yorsun ki? Duvara anlatır gibi laf anlatmayı kim ister? Karşındakini duvar olarak gören haksız insan sensin. Umursamadan bağır sen. Kimse duymuyor seni, inan buna.
- Küfür Ederek
Küfür etmek kadar zavallı bir sığınma daha tanımıyorum. Sinirleniyorsun küfür ediyorsun, seviniyorsun, izliyorsun, okuyorsun… Ama niye? Ne istiyorsun ki insanın uzuvlarından? Hayır yani bu kadar batan ne? Haklı olduğunu sandığın bir olayda neye, neden sövüyorsun? Rahatlatıyor mu sahi? Sanmıyorum; bir kahve veya tatlı bir uyku kadar. Bir şey söyleyeyim mi? Sen bir şeye sövünce haklı değil itici oluyorsun. Haklı bile olsan dediklerinin yanında patlıyor balon gibi haksızlığın. Neyse. Küfür etmeye devam edeceksen en iyisi içinden et. En azından biraz olsun saygınlığın kalır yanına.
- Açık Arayarak
Bir olay olduğunda kendini o olaydan sıyırmak için karşısındakinin açığını arayan insan, haklıda olsa sonuna kadar haksızdır. Sende bunu yapmıştın ama.. Sende yapmıştın onu ama.. Sürekli kendini aklamak için karşısındakinin fırsatını kollayan insan; sen hep haksız kalacaksın. Hayata bakış açın, olaylardan sıyrılma çaban haksızlığın ta kendisi. Sen en iyisi sus. Sus çünkü daha da alçalırsın ve ötekileştirilirsin. Bir süre sonra senin gibilere tahammül edilemez çünkü.