BEKARET

Kategori: YAZILARIM | 0

Ülkemiz bekaret konusunda bir hayli savaş veriyor durumda. Bunu söylemek çok acı ama ne yazık ki bekaret hala çok önemli bir konu. Namusla eşdeğer tutan da var, ben önemsemiyorum diyen de. Biri bakire değil diyelim ve bunu doğal olarak ilişkisinde söyleme gereği duydu. Bunu çok sert karşılayan da var, kaç kişiyle oldun diyen de, benim için sorun değil diyen de. Bence en tehlikeli olanlardan: benim için önemli değil diyen kişi. Neden derseniz; çünkü bunu kullanmak isteyen çok kişi tanıdım. Ne de olsa bakire değil deyip kullanmak isteyenlere şahit oldum ne yazık ki. Önemli değil deyip geçiyorsa ve üzerinde durmuyorsa çoğu, bunu kullanmak istiyor bilin istedim. Gerçi bizim kadınlarımızın artık akıllı. Sosyal medya sağ olsun onların gözünü epey açtı. Neyse.. Şimdi bekaret nedir, ne değildir bunu açıklamaya çalışacağım. Ve ne anlam ifade ediyor bir nebze de olsa açıklığa kavuşturacağım kendimce. İlk olarak:

Bekaret nedir açıklayayım (alıntı): Hiç cinsel ilişki yaşamamış veya kızlık zarına zarar gelmeyecek şekilde ilişkide bulunan kadınlara bakire, erkeklere ise bakir denir. Bekaret, evlilikten önce seksi yasaklayan dini inanışlara sahip kapalı toplumlarda değer yargısı olarak benimsenmiştir. Kadın-erkek eşitliğine önem veren toplumlarda kadınlarda evlilik öncesi bekaretin sonlanması sorun olarak görülmemiştir. Kızlık zarı (hymen), kadınlarda arka vajina (colpos) duvarından başlayarak ostlum vaginaya uzanan, vajina girişini yer yer kapatan mukoza kıvrımıdır. Vulvadan (pundendum femininum), yani kadın dış genital organlarından vajina ağzını ayırır. Bu doku genellikle ilk vajinal cinsel ilişki sırasında anatomik yapıya göre esneyip genişler veya laserasyona uğrar ve kanar. Bu sebepten pek çok toplumda kızlık zarı ile kadının bekareti ilişkilendirilir. Kızlık zarının hasara uğramış olması kadında bekaretin bozulduğuna kanıt olarak görülür.

Bu ilişki sırasında şayet kızlık zarı vajina girişini örtüyorsa penetrasyonun etkisi ile hasara uğrayarak kanar. Bu olaya halk arasında “kızlığın bozulması” adı verilir. Bu nedenle yaygın bir kanı olarak ilk ilişki sırasında kanamanın olması beklenir. İlk ilişki sırasında kanamanın olmaması yine kızlığın ve bekaretin bozulmuş olması olarak değerlendirilir. Bazı hallerde kızlık zarı ilk cinsel ilişkiden sonra kaybolurken bazen de carunculae hymenalis denen kalıntılar şeklinde kalabilir. Kızlık zarı kişiye göre çeşitlilik gösterir. Bazı durumlarda vajina girişi oldukça açık olmasına rağmen bazen de kızlık zarı vajina girişini tamamen kapatarak sıvı giriş çıkışına veya cinsel ilişkiye engel olmaya kadar varabilen tıbbi bir rahatsızlığa yol açar (imperforate hymen). Kızlık zarı, bu anatomik farklılıklardan dolayı bekarete ya da bekaretin olmayışına kesin bir kanıt olmaktan uzaktır. Kızlık zarı doğuştan olmayabilir, esnek yahut yırtılma ve kanamaya sebep vermeyecek kadar açık olabilir, hatta kazalar, düşme, spor ve bazı fiziksel aktiviteler sonucu hasar görmüş olabilir.

Evet, tıbben bilinen ve halk arasındaki tabiriyle kızlık zarı ve bekareti anlatmaya çalıştım. Şimdi o çok temiz erkeklere sesleniyorum: Gördüğü herkese kabaran, damacanaya tecavüzü bize gösteren, hayvana, ağaca.. görmediğimiz ve ağzımızın açık kaldığı iğrençlikleri yaşatan erkeklere. Hanginiz en düzgünsünüz? Siz acaba kaç kişiyle beraber oldunuz bunun hesabını size biri soruyor mu? Soramaz değil mi, çünkü siz erkeksiniz! Hadi be ordan! Zar yoksa namus yok öyle mi… Namus bacak arasında değil beyindedir. Biri, birini sevip beraber oldu diye namussuz mu yani? Komik! Ne sanıyorsun? Evlenince seni aldatacak falan mı? O iş öyle değil işte. Sevdiğine güvendi ve birlikte oldu. Bırakılmak onun suçu değildi. Seni neden aldatsın veya kötü kadın yaftası yesin ki? Saçma değil mi? Tartışacağımız konular bunlar değil bu yüzyılda. Güvenmek önemli birine, yargılamak çok kolay.