Bazı problemler vardır. Gerçek birer problemdir hepsi. Ama bazıları hatta birçoğu bu problemleri halının altına süpürmeyi tercih eder. Görmezden gelir ve iş git gide daha içinden çıkılmaz bir hal alır. Mutsuzluğuna mutsuzluk katar. Rahat uyuyamaz, düzenli beslenemez ve kişisel bakımını ihmal eder. Söylenenlere kulak asmaz, insanları dinlemez, dinlese de anlamaz, anlayamaz hale gelir. Peki bu acıları kendine neden çektirir? Hepsini kendimce açıklamaya çalışayım:
Öncelikle bir psikolog olarak yazmıyorum bunları, onu belirteyim. Sadece gözlemlediklerimi ve düşüncelerimi belirtiyorum. En baş sebeplerden biri: gerçeklerle yüzleşmek istemez. Halbuki gerçekle yüzleşince insan ne kadar rahatlar ve ne büyük yüklerinden kurtulur bunu bilmez. Kaçmanın çözüm olmadığını anlasalar keşke.. problemler üstüne gidince onların birer sorun olmaktan çıktığını görebilseler. Ama yapmayız biz. Neden? Alışmışız.
İkincisi: Hallerinden memnundurlar. Evet, çok garip. Bazı insanlar bu hallerine alışkın oldukları için bu halinden memnundur. Anlatırsın sorunlarını ama dinlemez seni. Anlamaz. Anlamak istemez. Benim neyim var ki der. Çok şeyi vardır onun ama sen istediğin kadar konuş o bunu görmek istemez. Daha sonra seni suçlamaya geçer. Bir bakarsın ki o yine sıyrılmış ( öyle sansın ) sen suçlu konumundasın. Çok mu zekiler yoksa çok mu iyi kandırıyorlar bunu çözemedim.
Üçüncüsü: kendilerine ceza çektirmeyi severler. Maalesef bazı insanlar kendilerine ceza çektirmeye bayılırlar. Problemlerin başına hak ettikleri için geldiğini düşünürler. Doğal olarak da bunları düzeltmek istemezler. Zamanında ben buna şunu yaptım o yüzden böyleyim diye avuturlar kendilerini. Ne acı. Ne yanlış. İnsan hiç zor durumda olmayı hak eder mi? En kötüsü bile etmez. Hep bir çıkar yol vardır daima. Herkes için. Böyle düşünmek hastalıklı bir düşüncedir bana göre. Kimse kendine ceza kesmemeli. Yaptığı yanlışları düzeltmek yerine kendini cezalandırmak çok yanlış ve tehlikeli.