YALAN- YALAN SÖYLEMEK

Kategori: YAZILARIM | 0

Neden? Basit ve açık bir soru. Bir insan neden yalan söyler ve bunu sürekli yapar? Anı kurtarmak için mi yoksa hayatının içine yerleştirdiği ve bozarsa büyük yapboz bozulacak diye mi? Bu arttı maalesef ve artık utanma duygusunu bu lanet veba yavaş yavaş yok ediyor. Çok yanlış bir şey tabii ki ama hadi mecbur kaldın söyledin. Bunun devamı sen istemesen de peşinden sürükleniyor. Sonra bir bakıyorsun temel ihtiyacın gibi ‘yalan’ da hayatının tam ortasına yerleşiyor. 

Bu bir hastalık. Evetse hayır, hayırsa evet. Bu senin hayat felsefen haline geliyor. Haklısın belki de o konuda. Yalan söylüyorsun diye her konuda haksızsın anlamına gelmiyor. Bir bakıyorsun bir süre sonra kendini ispatlayamıyorsun. Kimse sana inanmıyor. Yapayalnızsın. Sonra artık yalanlarına kendin de inanıvermişsin. En son noktası bu zaten. 

Bir arkadaşım vardı. Hayatta herkesin isteyebileceği, imrenebileceği bir ailesi, çok iyi bir okulu, çaldığı piyanosu yani her şeyi vardı. Mutluydu. Ailesi yeterdi. Bir gün arkadaşları bir hata yaptı ve o da buna şahit oldu. Çünkü; o da bu olayın içindeydi. Herkes sıyrılmak için ortaya bir fikir ( daha doğrusu bir yalan ) attı. Bir de ne olsun, en iyi fikri arkadaşım atıvermiş ortaya. Zaten ortaya fikir atmak bedava, hiçbir şey gerektirmiyor. Lüksten uzak. Arkadaşları da bu fikre bayılmış, ne tesadüf, şaşırdınız değil mi? 

Olayı ilgilendiren kişiye söylemişler. Argo tabirle yırtmışlar. Sonra? Bir baktık ki arkadaşım, markette gördüm seni, işim vardı yanına gelemedim, ne yaptın? Yok evdeydim o gün yanlış görmüşsün diyerek bunu bile kabul etmemeye başlamış. Yahu marketteydin  işte niye yalan söylüyorsun dediğimde bağırıp, çağırıp, defol diye beni hayatından kovdu. Anında. Suçum bu. Aslında ona ‘ niye yalan söylüyorsun’ diyerek doğruyu hatırlattım belki de.  Unuttuğu şeyi. Yalan söyleyen insanlar, bunu yüzlerine vurduğunuzda çok fazla, aşırı tepki veriyorlar. Benim gözlemim bu elbette ama bu bunu alışkanlık haline getirmiş herkeste böyle.

Sonra duydum ki artık ailesi yüzüne zorla bakıyor. Bir şey olmasa da onunla alakalı sormasak, dinlemesek diye resmen muhatap bile olmak istemiyorlar. Üzücü, onur kırıcı, yıpratıcı. Tedavi için çok çaba gösterdik. Hem ben hem ailesi. Ama sonuç bu. Onun adına gerçekten çok üzülmüştüm. Bir an her şeyin kayboluyor yavaş yavaş. Bunu, yalan söylemeyi siz mi seçiyorsunuz yoksa mecbur mu kalıyorsunuz iyi düşünün.  Belki de o an arkadaşım mecbur kalmıştı, bilemem. Bana böyle anlattı anlattı ama çok iyi bir insan olduğu için arkadaşlarını korudu. Ben dedim, dedi.

Sonuç? Hep kaybeden taraf. Bir gün vazgeçseler bile artık hiç kimse hiçbir şeyine inanmıyor, inanmak istemiyor. Size masal gibi gelebilir belki ama bir de bunu yaşayan insan tarafından düşünün. Yavaş yavaş onurunu, aileni, her şeyini kaybediyorsun. Düşünsene. Düşünmesi bile kabus gibi. Eğer böyle bir şey sende de varsa lütfen bunu bırakmaya çalış. Kendin yapamıyorsan da otur en yakınınla konuş ve yardım al. Sonun inan ki çok vahim.