Bazı sonlar bize ne yaşatacağını haber verir aslında. Tehlikeliyim der, yasağım der, üzerim der, kırarım der, yara alırsın der... Der de der bize ama biz? Yaşayacağımız sonlar bize aslında bir takım belirtiler verir öncesinde. Hep bir bahane veya tesadüflerle karşımıza çıkar. Peki hiç düşündünüz mü biz o son denilen yolu bile bile neden yürürüz? İnsan…
Bazen sorun bitmez de sürekli arka arkaya gelir ya hani. Bitti dersin, tamam hallettim dersin ama sorun tekrar eder kendini. Hatta bazılarının hayatı sürekli dertlerle dolu hale geldiğinden ne yapacaklarını bilemezler artık. Daralırsın, bunalırsın. Bazen ben neden sürekli bunları yaşıyorum dersin. Ya da hep neden ben diye sorarsın kendine. Bakarsın etrafına, herkes mutlu. Herkes düzen…
Gerçekten müthiş akraba var mı? Sorun çıkarmayan, sınav sonucunu irdelemeyen, evlilik sorularıyla sıkıştırmayan, laf peşinde koşmayan, kıskanmayan, hasetlenmeyen, kuyusunu kazmaya çalışmayan, kullanmayan, gönülden seven, yardıma ihtiyacı olana yardım eden, kıyas yapmayan, her şeylerine gözünü dikmeyen, arkasından sürekli dedikodusunu yapmayan.. Var mı böyle akraba gerçekten? Adını layığıyla sürdüren, insan olabilen, iyi ve temiz niyetli akraba kaldı…
Herkes sizinle uğraşıyor.. Arada vay be, ben neymişim böyle diyenler çoğunlukta bunu biliyorum. Bu yazıyı sizin için yazıyorum. Herkese batıyorsunuz, herkes sizinle uğraşıyor, herkesle kavga ediyorsunuz, kimse sizinle anlaşamıyor, her yaptığınız hareket itici karşılanıyor, kimse sizinle arkadaşlık yapmıyor, herkes sizi en ufak bir şeyde şikayet ediyor, başkalarının yaptıkları laf olmuyor ama siz bir şey yapmadığınız…
Herkes beceremez doğru kafaya takmamak denilen şeyi. Oldukça zordur çünkü. Sonradan kazanılan bir yetenek olması mümkün değil gibi gözükse de aslında sonradan kazanılır. Peki kafaya takmamak nasıl yapılır onu anlatmaya çalışayım. Öncelikle bazı durumlarda kafaya takmak gerekir. Nasıl yani derseniz: Mesela bitirmeniz gereken ödevler var. Yarına teslim etmezseniz sonuç olarak üzülecekseniz. Siz ne yapıyorsunuz? Çay…